Eski Çağlarda Zulüm ve Fitne Önderleri
Eski Çağlarda Zulüm ve Fitne Önderleri
- Kabil (İlk Kardeş Katili)
Habil-Kabil Olayı ve İnsanlık Üzerindeki Sembolik Etkileri
2. Nemrud
Firavunlaşma ve Zorbalık Kavramı
Hz. İbrahim ile Mücadelesi
3. Firavun (II. Ramses)
İsrailoğullarına Zulmü ve Hz. Musa’ya Karşı Direnişi
İlahlık İddiasının Sonuçları
4. Ebu Leheb
Peygamber’e Karşı Fitne ve Fesat Çıkarıcılığı.Eski Çağlarda Zulüm ve Fitne Önderleri
İnsanlık tarihi, hak ile batılın mücadelesiyle şekillenmiş, bu süreçte adaletin karşısında zulmü ve fitneyi temsil eden birçok figür ortaya çıkmıştır. Eski çağlarda zulüm ve fitneyle öne çıkan liderler, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde yıkımlara neden olmuşlardır. Bu makalede, Kabil’den Firavun’a, Nemrut’tan Ebu Leheb’e kadar tarih boyunca zulüm ve fitneyle sembolleşen kişilerin hikayeleri ve etkileri ele alınacaktır.
1. Kabil (İlk Kardeş Katili)
Habil-Kabil Olayı ve İnsanlık Üzerindeki Sembolik Etkileri
Habil ve Kabil, Hz. Âdem’in oğulları olarak insanlık tarihindeki ilk kardeşlik bağını temsil eder. Ancak bu bağ, Kabil’in kıskançlık ve hasedi nedeniyle bozulmuş, tarih sahnesindeki ilk cinayetle sonuçlanmıştır. Kur’an-ı Kerim’de bu olay şu şekilde anlatılır:
“Kendisine yazık eden kardeşini öldürmeye yöneldi ve onu öldürdü. Böylece kaybedenlerden oldu.” (Maide, 5/30).Habil’in Allah’a sunduğu kurbanın kabul edilmesi, Kabil’de kıskançlık ve öfke uyandırmış, bu duygular nihayetinde cinayetle sonuçlanmıştır. Kabil, insanlık tarihinde ilk kan dökücü olarak zulmün ve fitnenin sembolü olmuştur. Onun bu davranışı, bireysel kötülüğün toplumsal sonuçlarını da gözler önüne serer. Olay, insanlık tarihinde kıskançlığın ve adaletsizliğin yol açtığı yıkımlara dair ibretlik bir ders olarak kalmıştır.
2. Nemrut
Firavunlaşma ve Zorbalık Kavramı
Nemrut, kendini ilah ilan eden ilk despotlardan biri olarak bilinir. Babil’in güçlü hükümdarı olan Nemrut, zorbalık ve putperestlik üzerine kurulu bir düzen kurmuş, halkını kendi otoritesine boyun eğmeye zorlamıştır. Nemrut’un zulmü, inanç özgürlüğünü engellemekle kalmamış, insanlara ağır baskılar uygulamıştır.
Hz. İbrahim ile Mücadelesi:
Nemrut’un zulmü, Hz. İbrahim’in tevhid inancını savunmasıyla doruğa ulaşmıştır. Hz. İbrahim, Nemrut’un ilahlık iddialarına meydan okumuş ve halkına putperestliği terk etmeleri çağrısında bulunmuştur. Nemrut, Hz. İbrahim’i yakarak öldürmek istemiş, ancak bu teşebbüsü Allah’ın mucizesiyle sonuçsuz kalmıştır:
“Ey ateş! İbrahim’e serin ve selametli ol!” (Enbiya, 21/69).Nemrut, despotizmin, Allah’a isyanın ve halkını baskı altına almanın sembolü olarak insanlık tarihine geçmiştir. Onun kibri, zorbalığın sonunun nasıl hüsranla bittiğini gösterir.
3. Firavun (II. Ramses)
İsrailoğullarına Zulmü ve Hz. Musa’ya Karşı Direnişi
Firavun, Mısır’ın büyük hükümdarlarından biri olup zulüm ve despotizmiyle anılmıştır. İsrailoğullarını köleleştirerek ağır işlerde çalıştırmış, doğan erkek çocuklarını öldürerek halkına korku salmıştır. Firavun, kendisini ilah ilan etmiş ve bu yolla halkı üzerinde mutlak bir otorite kurmaya çalışmıştır:
“Ben sizin en yüce Rabbinizim.” (Naziat, 79/24).Hz. Musa’ya Karşı Direnişi:
Firavun’un zulmü, Hz. Musa’nın Allah tarafından gönderilmesiyle meydan okumaya dönüşmüştür. Hz. Musa, Firavun’a Allah’ın birliğini tebliğ etmiş ve İsrailoğullarını serbest bırakmasını istemiştir. Ancak Firavun, kibir ve inadıyla bu çağrıyı reddetmiş, sonunda kavmiyle birlikte Kızıldeniz’de boğularak helak olmuştur. Firavun, despotizmin ilahlık iddiasına kadar yükseldiğinde bile yıkıma mahkûm olduğunu gösteren ibretlik bir figürdür.4. Ebu Leheb
Peygamber’e Karşı Fitne ve Fesat Çıkarıcılığı
Ebu Leheb, Hz. Muhammed’in amcası olmasına rağmen, Peygamber Efendimiz’e karşı düşmanlıkta en ön safta yer almış, İslam’ın yayılmasını engellemek için çeşitli fitne ve fesat yollarına başvurmuştur. Kur’an-ı Kerim’de onun ismiyle anılan bir sure indirilmiş ve akıbeti şöyle bildirilmiştir:
“Ebu Leheb’in iki eli kurusun, kurudu da! Ne malı ne kazandığı onu kurtaramadı.” (Mesed, 111/1-2).Ebu Leheb, Peygamberimiz’e sürekli hakaret etmiş, insanları İslam’dan uzaklaştırmaya çalışmış ve Allah’ın dinine karşı amansız bir düşmanlık sergilemiştir. Onun bu tutumu, fitnenin ve inatçı düşmanlığın bir örneği olarak insanlık tarihine geçmiştir.
Sonuç
Eski çağlarda zulüm ve fitneyle öne çıkan Kabil, Nemrut, Firavun ve Ebu Leheb gibi figürler, adaletin karşısında yer alarak insanlık tarihinde kötülüğün sembolleri olmuşlardır. Bu liderler, kendi çıkarlarını halkın refahının önüne koyarak bireyleri ve toplumu sömürmüşlerdir. Onların zulüm ve fitneleri, hem dünyevi hem de uhrevi sonuçları açısından insanlık için birer ibret kaynağıdır. Bu hikayeler, adaletin, tevazunun ve barışın önemini bir kez daha hatırlatmaktadır.